DB JUNK'ta kullanılan fotoğraflar ve içerik izinsiz yayınlanamaz...

17.10.2011

Görünmeyenlerin Kanıtları...

  ‘Görünmeyenlerin kanıtları’ adını verdiğimiz DB takı tasarımlarımızı sürrealist Çek yönetmen Jan Svankmajer’in tüm zamanların en iyi animasyon filmlerinden biri kabul edilen, 84 yapımı ‘Dimensions of Dialogue’ adlı stop-motion kısa filminden etkilenerek hazırladık. 
 DB takı tasarımları 19yy. insan anatomisi ve çeşitli hayvan figürlerinin uyumu ve gerçek üstü bakış açısı ile oluşturduk. Koleksiyon çok yeni bir teknoloji ile pleksi üzerine iki taraflı ve farklı bölümleri kabartma baskı tekniği ile hazırlandı.
 Kolajdan oluşan 8 farklı DB kolyeler Brandroom’larda son derece makul rakamlarla satışa sunuldu. 
 Alternatif malzemeler söz konusu olduğunda kolye ve broş en iyi sonuç alabildiğimiz aksesuarlar oluyor. Alternatif görüntüde tasarımları günlük kombinasyonlarla kullanılabildiği gibi gece kıyafetleri ile kullanabilmek de mümkün...
Bizim de daha çok kolye ve broş kullanmayı tercih etmemizle de alakalı olabilir tabi.

 Alternatif takı tasarımlarını kullanmaktan keyif alabilecek, farklılık ve yeni fikirleri seven, kendine güvenli herkese hitap edebilirken, genç ve entellektüel zevkleri olabilenlere yönelik hazırladık...

 Fikir, ön araştırma, çalışma ve uygulama aşaması toplam birbuçuk aylık bir süreci kapsadı.
 Hayatımın çok büyük bir bölümü yeni ve farklı fikirli projeler üretip işlerimi bu yolla devam ettirebilmekle geçti ve hala aynı tempoda geçiyor. 
 Tüm bu işlerin ortak noktası ise gerçekten hayattan keyif almamı ve mutlu olmamı sağlayan, beni motive edebilen yeni ve farklı fikirli projeleri kapsaması. 
 Neticede hepimiz gelecek hayallerimizle varız aslında...

Fotoğraflar Cengiz Dikbaş

16.10.2011

Backstage...

‘Görünmeyenlerin kanıtları’ adını verdiğimiz aksesuar koleksiyonumuzu paylaşmak istiyorum sizlerle. Fotoğrafları Cengiz Dikbaş çekti. Hikayesini sevebileceğinizi düşündüğüm takı tasarımlarımız için detaylı post yaparım tabi:)




Deniz Berdan
Brandroom'larda satışa çıkan koleksiyondan az da olsa çekebildiğim backstage görüntüleri... 
Bu çekimde öncelikli olan takılardı. 
Bu nedenle dolabımda var olan daha çok alternatif giysileri kullandık.
 Zamanın kısıtlı olması nedeniyle studyoda çekmeyi tercih ettik.
Pantolon Topshop, yanları açık yazlık postalları biliyorsunuz, koşturma günlerinde hiç çıkarmadığım Balenciaga...
 Krem rengi bantlı ayakkabı dışındakiler kendi tasarımımız ayakkabılarımızdan. Parmak ucunda durulan Oxford'lar diyorum ben onlara. Bakmayın yüksek olduğuna, dolgu topuklu olmasına rağmen düz Oxford'lar kadar da rahatlar.
 Birkaç haftada bir kırtasiyeye uğramak adetten:)
Takı tasarımlarımız için FNO'da mixed media bir çalışma yapmıştık. Öncesinde kırtasiyeye gidildi...
     Fotoğraflar Deniz Berdan

15.10.2011

Atölye çıkışı...

Sezona hazırlandığımız dönemlerde hemen her sabah atölyeye giderim. Nişantaşı trafiği öğle saatlarine kadar çekilebilir derecede olabiliyor. Atölye çıkışımız öğleden sonra 2'yi buluyor. Çıkışta zaman bulduğumda o çevredeki sevdiğim butik ve restoranlara uğramayı severim:) Stradivarius'un kapısından şöyle bir kafamızı uzattık...
Soldaki etnik desen taytları sevdim. Taytla o kadar rahat ediyorumki eşofmandan nefret eden benim için ev rahatlığı:)
Sağdaki kemerli botlar Vivienne Westwood havasında...
Öğle saatleri olduğunda gözümüz yemekten başka hiç birşey görmez. Açken kılık kıyafet beni hiç ilgilendirmez. Açlığa hiç tahammülüm yok. Survivor'a filan katılamazdım şahsen:)
Soluğu Akkavak sokaktaki Kantin'de aldık.
 Salata büfesinden...
 Kantin ev yemekleri tadında yemekleri ile Nişantaşı bölgesinde öğle saatlerinde harika bir seçim. Zamanınız yoksa alt katındaki açık mutfağın ön kısmına kurulmuş alternatifleri ile leziz seçenekler sunabiliyor. Açken girdiğinizde hepsinden tatmak istiyorsunuz tabi. Çok aç olunca salata bölümünü atlayıp etli boşnak böreği ile konuya girdik:)
 Tatlı büfesini görünce yüzüm gülüyor tabi:) Aşağıdaki resimde favorim sağ üstteki elmalı kurabiyeler oldu. Çikolata parçacıklı kurabiyenin bir tık daha ince olması gerektiğini düşünüyorum.
  Armutlu crumble'lı tart hafif ısıtılınca lezzetli.
Bu arada menü günlük değişiyormuş. İnternet sitesinden tık tık günlük takip edebiliyorsunuz.
 Açık büfeye ilave menüden de eve alabiliyorsunuz. Şahsen ben köfte ekmek de almıştım:)
Tavsiye ederim hem 5 dakikada hazırlanabiliyor hem de lezzetli.
Fotoğraflar Deniz Berdan

Sezonun beğendiğim alternatif ayakkabılarından...

Geçen hafta toplantı için sabah saatlerinde gittiğim İstinyePark'da Burberry'e aslında farklı bir modeli sormak için girmiştim ancak bu booties çarptı gözüme...
Bilek kısmını yarım şekilde dışa doğru kıvırarak kullanmayı tercih edebilirim. Bilemedim, siyah versiyonunu çok sevmedim bu rengi daha güzel, diğer ayakkabı da gelmeyecekmiş. Şimdilik düşünme aşamasındayım:) Beğenenler parmak kaldırsın:)
Spor görünümlü olduğuna bakmayın benim niyetim bunu gece kıyafetleri ile giymek. Gündüz saatlerinde pantalon, tayt vs ile rahat ettiğim düz postallar giymeyi tercih ediyorum. 

13.10.2011

douglasstylingparkhyattistanbulmaçkapalas............

Avrupanın en büyük kozmetik zinciri Douglas ile ilk olarak FNO’da çalışmaya başladık.
Çalışmamızın devamı niteliğinde Douglas’dan alışveriş yapanlar arasından seçtiğimiz iki genç kıza styling yaptık. 
Park Hyatt İstanbul-Maçka Palas‘ın konukseverliği sayesinde keyifli bir çekim gerçekleştirdik.
Ezgi Kamadan ve Gülenay Çapkınoğlu için  Lappart'tan seçtiğimiz giysilerle Douglas Parfümeri makyözünün özel makyajıyla, ünlü moda fotoğrafçısı Cengiz Dikbaş tarafından gerçekleştirilen çekimden sizler için...
Okul yıllarında başladığım moda editörlüğü ve styling  yaptığım ilk işlerdi. O dönemler moda dergilerine 50’nin üzerinde moda editörlüğü yaptım. 
Modellik deneyimi olmayan iki genç kızla kamera karşısında vücutlarını ve potansiyellerini nasıl kullanabileceklerini gösterebilmek hoş ve farklı bir deneyim oldu benim için. 
Cengiz Dikbaş son derece uyumlu olabilen karşısındakini kasmayan bir fotoğrafçı...
Ezgi'nin üzerindeki giysi Yusuf Kayı tasarımı...




Bizim için bu çekimde konuklarımız olan gençlerin kendilerini rahat ve güvenli hissetmeleri öncelikliydi.
Profesyonel modellerle çalışılanın dışında Lappart'tan alınan giysilerin içerisinden kendi seçimlerini yapmalarını sağladık. 
Önemli olan kilolu veya ince olmak olmak değil, potansiyelini iyi kullanıp kendine yakışanı bilmek. 
Kendine yakışanı ve nasıl durması gerektiğini bilen her kadın güzeldir aslında...
Neticede onların bu günden keyif almaları öncelikliydi. 
Neticede gencecik çok da güzel kızlar, ne giyseler yakışacaktı:)
Çok uyumlu ve pozitiflerdi.
Gerçekten de kadını güzel gösteren bedenin ince olması değil, omuz, bel, kalça orantısı ile kıvrımlarının olması. 
Belimiz çok ince olmasa dahi doğru duruş ve giysi seçimi ile kıvrımlı görüntüsü ve hissi verebilmek mümkün...
Şimdi biraz da dedikodu yapalım:)
Gülenay kalçasının olduğundan bahsedince ben hafiften bir şok geçirdim tabi! Aslında fotoğrafta göründüğünden de ince! Bence değil ancak Ezgi bileklerinin kalınlığından şikayetçiymiş 'bu arada ben de inceliğinden şikayetçiyimdir:)' Bu durumda ben sivri burun ayakkabı giyerken düşünmeliyim o da bootieslerden kaçınmalı. Fiziksel özelliklerimizin farkında olduğumuz müddetçe giyinmek büyük keyif verir. 
Biz kadınlar ufak da olsa birşeylere takılabiliyoruz, öyle değil mi?:)

Seçmece bunlar, odanın halini görmeyin!
Ama olsun çok keyifliydi:)
Douglas Parfümeri uzmanları iş başında...
Douglas Parfümeri Türkiye'nin pazarlama müdürü Hande Yıldırım ile...
Bu arada Douglas Parfümeriyi bilmeyenler için; 1821 yılında Hamburg’da bir parfümeri ve sabun fabrikası olarak kurulmuş olan ve geçtiğimiz 30 sene içerisinde Avrupa kozmetik pazarında lider konumunda olan Douglas Parfümeri, Avrupa’da 1200’ü aşkın mağazaya sahip.
 -Çekimi tamamlamanın mutluluğu:)-
Douglas için çalışmamızın bir sonraki aşaması sosyal sorumluluk projesini ilgilendiren bir konuda...
Soldan sağa Gülenay Çapkınoğlu, Hande Yıldırım, Ben ve Ezgi Kamadan...
 Bütün ekibe pozitif enerjilerinden ve  Park Hyatt İstanbul Maçka Palas'a misafirperverliğinden dolayı teşekkür ederiz:)
Douglas Parfümeri için tık tık...
Fotoğraflar Cengiz Dikbaş