Milletçe etiketi ne çok severiz! Peki neden severiz? Ne yaptığınla değil kim olduğunla ilgilenmek neden?
Oysa kim olduğun nereden geldiğin değil neyi yapıp ortaya çıkardığının önemli olması gerekmiyor mu?
Bu ülkede yaptığın işlerden çok kim olduğunla ilgilenildiği müddetçe ilerleme olabilmesi mümkün mü?
İnanılmaz bir kültür, kaynak ve tarihimiz varken, üstelikte etnik kökenin farklı bir yaklaşımla yorumlanması kolaylıkla dünya platformunda öne çıkarabilecekken niçin ancak bir elin parmak sayısı kadar az tasarımcımızı görebiliyoruz?
En az etnik kökenin etkisi kadar, moda dünyasının dikkati çekmeyi sevdiği konularda çevresel, politik ve sosyal sorunların patlaması yaşanan bir ülkeye sahipken yaratıcılığımızın bu kadar kör olması inanılır gibi değil! Öyle değil mi?
Sanılanın aksine moda tasarım konuları toplumun sadece bir kesimine ait bir konu değildir. Dünyada tasarım konusundaki dahilerin daha çok sınırlı imkanlardan gelebilen yetenekler olduğu bir gerçek!..
Üstelik araştırıp okumakta kimsenin tekelinde olan birşey değil! Hayatımızda kaç defa sahaflara, kütüphaneye gittik? Kütüphaneler neticede herkese açık yerler. Sahaflardan alabileceğiniz kitap eski dergi vs ödeyeceğimiz rakam aylık cep telefonu harcamalarımızın onda biri etmez!
Tasarım konularında daha çok imkansızlıklardan gelen ve bu sayede yaratıcılığı körüklenen, birşeyin yerine koyabilmek üzere kısıtlı imkanlarıyla farklı alternatifler üretmeye çalışmak yaratıcılığı bambaşka bir noktaya taşıyabiliyor.
Peki madem bizde neredeyse kimsede olmayan etnik kültür, tarih var. Üstelik sosyal patlamalar cenneti bir ülkede yaşıyoruz. Nereye baksan bir olay! Sanatın, sanatçının, tasarımcının beslenebileceği türden el değmemiş konu ve kaynak varken neden olmuyor?
Bir çoğunuzun farklılıkları, sanatı, sanatçıyı sevmeyen bir toplumuz dediğinizi duyar gibiyim. Evet ne yazık ki size katılıyorum.
Aslında konu sadece bununla da kalmıyor dünyada yetenekli insanları destekleyen devlet, fon ve kurumlar var. Defilelerini yapmalarına koleksiyonlarını hazırlamalarına destek bütçeler sağlanabiliyor.
Biz de yok mu? Evet az da olsa var tabii, ama o da ne yazık ki bir tekelleşme içine girmiş, mafyalaşmış ve eş, dost, ahbap ilişkileri ile yürüyor...
Deniz Berdan
Çok haklı ve yerinde bir çıkış olmuş size katılıyorum.
YanıtlaSilEstetiğe bir lüks değil hayatın içinde olması gereken bir gereklilik olarak bakabilseydik belki çok daha farklı bir yerde olurduk...
cok guzel bir konuya parmak basmissinz :)
YanıtlaSilsizin bahsettiginiz noktalarin disinda ozellikle guzel sanatlar universitelerinde yasanan bir durum da var-ki bu da bence tasarim konusundaki kisirligin baslica nedenlerinden biri-.
Ben Mimar Sinan Universitesi Guzel Sanatlar'dan mezunum. Arada ne yazik ki orada aldigimiz egitim kisitliydi. Daha dogrusu profesorlerimiz tarafindan kisitlanirdi. Kisacasi boynuzun kulagi gecmesine asla izin verilmezdi. Bu odevlerde de ayniydi, bir sey icin bilgi almak istedigimizde de, staj icin kendilerine basvurcugumuzda da. bir cogu gercekten yetenekli olan bu insanlar, tum sektorlerdeki tasarim islerinin ilk uygulayicilarilar aslinda. Ama nedense o yerden ayrilmak, yerlerini yenilerine birakmamak icin ozel bir caba sarfediyorlar. Ben eminim ki; bizim okuldan mezun olan ortalama yetenekte insanlar bu zihniyet farkli olsaydi cok daha farkli yerlerde olabilirlerdi. Ama maalesef oyle degil.
Biz dogdugumuz yillarda ERbakan vardi, hala var. Onun gibi bir sey...
Yaziniz cok guzel olmus, tekrar tesekkurler :)
Deniz Hanım, söyleyecek hiç bir söz kalmadı inanın... Ben de defalarca yazdım böyle sitemli satırlar, bir şey değişti mi hayır, ama en azından vicdanım her sitemde biraz daha hafifledi... Ben de kendi tasarımlarımı Kristal Vitrin adı altında oluşturdum, çok hoş bir koleksiyon oldu, ama ne yazık ki sizin de söylediğiniz gibi isimler, bağlantılar, imkanlar araya girdi, öyle saçma insanlar öyle yerlere geldi ki, benim de şevkim kırıldı ve Türkiye'nin ilk hot kütür e-ticaret sitesini malesef kapadım... Çok üzüldüm, ama üzüntü çare değil, bu aralar yine bir hareketlenme var ruhumda, bir kez daha deniycem ama çok fazla ümitli olmak için çok fazla ilişki gerekliyor, işte burada bütün karakteristik özelliklerime ters bir tablo çıkıyor ortaya, bakalım... İyi ki yazdınız, sizden de duymaları insanları mutlaka etkileyecektir, sonuçta yıllardır hep giyiminiz ve stilinizle örnek oldunuz şimdi ise kızınızla bir olup muhteşem şeyler çıkarıyorsunuz ortaya, canı gönülden tebrik ediyorum...
YanıtlaSilkim kızdırdı seni böle?:)
YanıtlaSilama iyi ki kızdırmiş.çok doğru noktalara değinmişsin..
diyecek bi şi de bırakmamışşsın ,Denizcim.:)
Helal be Deniz Abla kim tutar seni ! Böle dediğime bakma birkaç konusa ayrılsak da seninle hemfikirim, bu sitemli yazıyı bizler yazsak senin verdiğin etkiyi gösteremezdi sonuçta sen hergü gazetelerde olan, defilelerden defilelere koşan bir moda ikonusun ve bu yazı cidden çok önemli moda okurları için, teşekkürler :))
YanıtlaSilÖzellikle son 3 gündür bu konular yüzünden patlama evresindeydim.Sürekli neden diye kendime soruyordum.Cevap basit ama insan soruyor kendine yine de..İmkansızlıklar içinde imkan yaratmak yada yaratmaya çalışmak..
YanıtlaSilBu cümle benim gibi birçok kişinin ezberindedir herhalde..
Belkide imkansızlıklar şahlıyor bizi yada şahlandığımızı mı sanıyoruz?..Kendimizi mi kandırıyoruz bilemiyorum ama aynı düşünceler içerisinde olmak bile içimdeki karanlığın bir nebze aydınlanmasını sağladı..
özellikle ailelerde oğlum/kızım modacı olmasın da doktor mühendis olsun düşüncesi de varken..
YanıtlaSilSanatın gerçekten ne olduğunu biliyor muyuz sanki?Bu ülkede gerçek sanatçının kim olduğu bile bilinmezken...Tasarım kavramını bu kadar aşağılara çekmiş bir toplum bu ,herkes sanatçı herkes tasarımcı, dolayısıyla bu işin gerçek insanlarına hep arka planlar düşer ,ha tabii zengin ahbaplar varsa o iş kolay.
YanıtlaSilHarika bir yazi olmus!
YanıtlaSilgercekten zevk alarak okudum...
Maalesef tasarimin T´sinden anlamayan bircok Insan bastaci oldu Türkiyede!
cabalayan, yetenekli, genc, vizyon sahibi bircok genc tasarimci var hem Türkiyede hem Avrupada özellikle Almanyada ama yazida belirtildigi gibi destek bulmak cok zor! O isler ancak Vitaminle oluyor! ve öyle oldugu icin bir cok Tasarimci issiz!
farkliliklar, sanati, sanatciyi ve özellikle toplumu daima bir degil bin adim öne götürür!
ama ne yazik ki bizde öyle degil!
Topluma uyum saglamayan yada aykiri olani ya yadirgiyoruz yada destek cikmayip birakiyoruz...
Es dost ahbab iliskileri dunyanin her yerinde en buyuk etken, sadece bizim ulkemizde degil.
YanıtlaSilUlkemizde de endustri yillar içinde gelisecek, buyuyecek, tasarimci yelpaze renklenicek. Bundan 2 sene oncesiyle simdi arasinda bile ne kadar buyuk fark var.
Onemli olan heves kirmadan, amaca giden yolda yaraticiligi elden birakmadan, insan iliskilerini boslamadan çalismak.
Durmaksizin sikayetlenmek basarisizlarin, yetersizliklerini ortmek için en çok kullandigi bahanedir.
Ulkemize ve gençligimize inancimizi kaybetmeyelim!
"Güzel bakan güzel görür" derler eskiler.İç acıtan bir konuya güzel bir biçimde vurgu yapmışsınız,tebrikler. İnsanlarımız gerçekten de araştırmayı sevmiyor. Kitap okumaktan , sahaflara gitmekten bahsetmişsiniz. Öğrenciyken cebindeki son parayı bir edebiyat dergisine ya da bir kitaba vermiş birisi olarak gönül rahatlığıyla konuşuyorum. İnsanlar o kadar basit ve boş şeylere inanılmaz paralar harcıyorlar ki, iş kendilerini yetiştirecek şeylere gelince kuruş harcamak istemiyorlar,bu yolda olan insanlara da aptal gözü ile bakmaktan gocunmuyorlar.Kendime bile itiraf edemediğim bir şeyi burada söylemek istiyorum. Ben de şimdilerde, öğrencilik zamanlarımdaki kültürel açlığımı, onu doyurma isteğimi uzak bir ülke gibi görüyorum. Bilgi bu kadar yaygınken ve fikirler bu kadar havada uçuşurken insanın kendisi hakkında böyle düşünmesi çok acı. Kendimize çeki düzen vermeliyiz bu konuda hem de bir an önce.. Bu yazı beni rahatsız etti. İnsanı rahatsız eden şey aynı zamanda onu diri tutan şeydir. Teşekkürler bu güzel paylaşım için. Hepimiz işe kendimizden başlamalıyız bir kere daha. Yenile yenile bir zaferi büyütebiliriz en sonunda belki. Kimbilir?
YanıtlaSilDeniz Hanım söylediklerinizin çoğuna katılıyorum ancak "Bu ülkede yaptığın işlerden çok kim olduğunla ilgilenildiği" dediğinizde, tasarımcı olarak okuyup çalışıp-çok çalışıp para, emek, zaman, efor harcayan insanlar bilmemkaç yılda ancak bir yerlere gelebilirken, siz, DENİZ BERDAN ismiyle yaptığınız ürünleri istediğiniz an Bilstore veya Beymen gibi mağazalara koyduğunuzu düşünmüyor musunuz? Yaptıklarınız eşsiz de olsa, çok çok kötü de olsa rahatlıkla bunu sağlayabildğinizi düşünmüyor musunuz?
YanıtlaSilSizce de -söylediklerinizden yada işlerinizin iyi yada kötü olmasından bahsetmiyorum-söylediklerinizle yaptıklarınız tutarsız gözükmüyor mu buradan bakınca?
Çok teşekkürler, Burcu KURU
merhaba,
YanıtlaSilkatılıyorum kesinlikle...bana kalırsa eğitim sistemininde ve aile yapısınında payı var bu sonuçta...arada sıyrılabilenleri saymazak çok fazla yetenekli insan bu sistemin içinde köreliyor bence.
benim ailem çok rahattır ve imkanları dahilinde bana çok şey sunmaya hazırlardır ama ben tasarımcı olacağım dediğimde itiraz etmeseler de beni başka yönlere kaydırmaya çalıştılar mesela.demiyorum ki bu yüzden yapamadım.demek istediğim ne olursa olsun bak bu işler tanıdıkla çevreyle yürür ve bizim böyle bir imkanımız yok sen en iyisi iyi bir okulda oku 'mesleğin' olsun sonra yaparsın istediğini dediler.
Ama bu ne kadar mümkün olabiliyor?Belli bir yaşa geldikten sonra artık ne istek kalıyor içinde insanların ne de yapabilecek güç.
Boğaziçinde okuyorum ben ve orada gördüğüm tek şey öğrencilerin yüzde 85i okuduğu bölümü sevmiyor ve başka işler yapma peşindeler.yapabilen azınlıksa uzmanlaşmak konusunda baya çaba sarfediyor.çünkü tam üretebileceği düşünebileceği yaşta harcadıkları zaman koca bir hiç için.Ama dediğiniz gibi etiket sever bir toplumuz. Aslında yazacak ve sitem edecek birsürü şey var aklımda ama bunun yorum uzunluğunda kalması gerekiyor:(...birşeyler yapmak lazım bu konuda eğer bir fikriniz varsa kesinlikle destekçi ve katılımcı olmak isterim.
Pelin umudumuzu kaybetmedik belki birgün:)
YanıtlaSilYael'cim Türkiye'de toplumun her kesiminde, her meslekte, hemen her sektörde bir tekelleşme var ne yazık ki! Ancak bunu değiştirebilmek bizim elimizde:) Bu tip yazıların amacıda bu aslında:)
Sihem : Yok öyle hemen vaz geçmek:) Yetenek, istek, hedef, çalışma, istikrar başarının ayrılmaz parçaları. Bunların sende olduğuna inanıyorsan yukarıda bahsettiğimiz olumsuzluklara rağmen zor şartlarda olsa başaramaman için bir sebep yok.
Itır'cım yok aslında kimse kızdırmadı arada eski gazeteci baba damarından yazıyorum işte:) desktopumda buna benzer çok yazı var, hadi bu defa bunu post yapiyim dedim :)
YanıtlaSilModafobik durumun nedir? :) Kendimi at yarışında hissettim
Kübra'cım tüm olumsuzluklara rağmen bu yazıyı senin gibi çıkış yolları arayan yeteneklere cesaret olması için yazmıştım:) Senin gibi düşünenler için hedefine ulaştığına sevindim:) Aslında bu yazıya örnek kesinlikle sensin:)
Wonder inan benim çevremde de o kadar çok var. Sonuçta sanat okumak istediği halde ekonomi vs okumaya zorlanan çocuklar. Çok istekli ve kararlı olanlar ailenin istediği bölümü bitirdikten sonra yine kendi yolunda ilerlemeyi seçiyorlar tabii:)
Kelebek Atölyesi : Haklısın ama aslında o zengin ahbaplarda bir yere kadar. Körler sağırlar durumu oluyor bir müddet sonra.
YanıtlaSilCaCanito : Üzülerek söylüyorum birkaç kişi dışında yetenekler görmüyoruz biz burada. Aslında gerçek sıkıntı da bu.
En büyük sebeplerden biride daha yetiştirirken bu normal bu değil kavramlarıyla çocuklarımızı kısıtlamamız, özgür düşüncelerine imkan vermememiz, sürünün bir parçası olmaya adeta zorlamamız... bu liste uzar...
Adsız eş dost ahbap ilişkileri dünyada var olabilir ancak bizdeki gibi yeteneksizde olsa ilişkilerle sağı solu sallama durumu söz konusu olamaz.
YanıtlaSilSorunları gündeme getirip tartışmadan kafamızı kuma gömmek kimseye çare olmaz. Evet 2 yıl önceye göre genç tasarımcı kavramı çıktı ortaya ancak o da yanlış yolda, tüketircesine moda kavram olarak çıkmıştır. Bu sektör onuda bir çırpıda çiğneyip atacaktır ne yazık ki. Bakın hatırlarsınız bir dönem hergün gazetede haftalık günlük diyet reçeteleri verilir bu konu hergün gazete manşetlerini süslerdi. Şimdi aynı durum genç tasarımcılara yapılmaya başlandı. Durun daha yolun başındayız. Bu kadar moda ile ilgisi olmayan, üstelikte gerçek tasarımcının neredeyse yok denecek kadar az olduğu bir ülkede bu hız bu sektörü tüketir. Halbuki bu işlerin sindirerek olması gerekmiyor mu?
Genç tasarımcıların ürünlerinin satıldığı bir butiğe girdiğimizde yeni fikirler görmek isteriz.
Amaç en çok tasarımcının konsiye aldığınız malını bir araya getirmek değil en yeteneklileri seçip onlara destek olarak ilerlemek olmalı!...
Demirsoy beğendiğine sevindim:) Hayallerimiz sınırsız:) Amacımız özeleştiri yaparak hedefe ulaşabilmek:)
YanıtlaSilBurcu yok pek öyle değil. Diğer butikler için belki geçerli olabilir ancak Beymen gibi firmalar sen bilmem kimsin diye malını mağazasına koymaz. Bu tamamen ticaret anlayışından kaynaklanır. Sen hiç şimdiye kadar Beymen'de sosyetik bilmem kimin karısının kıyafetini filan gördün mü? Yok haksızlık etmemek lazım!..
Diğer mağazaların bu konuda herhangi bir seçicilik yaptıklarını da hiç sanmıyorum lakin kimse kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Türk tasarımcılarının hepsinden konsinye alınıyor ve tasarımına bakılmaksızın ne kadar çok o kadar iyi mantığıyla ilerleniyor!!!
Burcu birşey daha var ilave etmeden duramayacağım. Çoğu zaman benim ismim önümde bir engeldir, yaptıklarıma destek değil! Kendimi bildim bileli çalışmış bir insan olarak bana yapıştırılmaya çalışılan malum imajı kırmak için herkesten daha da çok fazlasıyla çalışmak zorunda olduğumu da bilmeni isterim.
YanıtlaSilBiliyorum Deniz Hanım, ben de bir tasarımcıyım konsinye alıyor diye bahsettiğiniz mağazalarda satan. Ancak ben şundan bahsediyorum, bugun Beymen'de satmak isteyen genç bir tasarımcı, onlara nasıl ulaşacağını bile bilmezken - siz iki hafta içerisinde rahatlıkla kontak kurarak ürünlerinizi verebiliyorsunuz. Sizce de bu sizin isminizden ileri gelen bir ayrıcalık olmuyor mu size yapılan?
YanıtlaSilSizce de eğer yukarda yazdıklarınızı gerçekten savunuyor, tasarım yapmıyorum deseniz de ortaya bişeyler koyuyorsanız -madem isimle bişeylerin yürümesine karşısınız- ozaman sizin de tıpkı bu işe kaç yaşında olursa olsun yeni başlayan 'sıradan' insanlar gibi başlamanız daha doğru ve inandırıcı olmaz mıydı? Burcu Kuru
Merhabaaa ! =))biraz ilgisiz olacak bu konuşulanlarla ama yine de sormak istiyorumm.Yanılmıyorsam Melisa Çakarlar ve Absolut 100ün düzenlediği bir partide muhteşem bir mini elbise giymiştiniz..o elbiseyle ilgili bir post hazırlar msınızz? (Lütfen lütfen lütfennnn <3 )veya markasını söyler misiniz? ...Tüm bu söylediklerinize katılıyorum.Ayrıca açık sözlülüğünüzden ve cesaretinizden dolayı sizi kutluyorum.Kucak dolusu sevgilerlere..CEMRE
YanıtlaSilvalla bu konuda en guzel yazıyı oray eğin kısaca yazdı aslında yazı hakaan bir dokundurmaydı ana fikir suydu''adınız marc jacops olabılır cokta yeteneklı olabılırsınız ancak anna wintour u tanımıyorsanız hala düğme dikersiniz''türkiyede ve dünyada durum bu.acıkca yazıyorum soyle dusunelim arzu kaprol hakan yıldırım bahar korcan ve ozlem suer yıllardır kolleksiyon desteklerini itkibten alıyorsa az bile olsa bu para genc tasarımcılar ne yapsın ozellıkle babası fabrıkator olmayan ailesi emekli olan...kolleksiyon hazırlamak kumas ucretlerı bunu pazarlamak bir makınacı ucreti yada en azından beyoglunda kıytırık bir ofis tutmak ne kadar?diyelim ofisimi bağcılarda tuttum kimler gelicek deniz hnm oraya.en guzel orneğini bayrampaşa forum da gorduk.şekilcilikten vazgeçmiyorz buyuk balık kucuk balıgı yiyor ortada bir pasta var ve eşi dostu olanlar o pastanın fazla dilimlenmesini engelleyip 5 parçaya bolmek istiyor.okullardakı teknık eğitim yetersiz malesef tamamen çizim üzerine kurulu bir moda eğitimi isitemimiz var.
YanıtlaSilyazdıklarınız begeniyorum kabul ediyorum ve bunlarıda eklemek istedim.cok arkadasım avr yanlarında asistan olarak calıstıkları tasarımcılarla araları kotu olunca bu tasarımcılar bu asistanların cok işini, engelledi bunlar gereçekler
iyi bir tasareımcıyım ama su anda en iyi donemımde pıyasadan uzak duruyorum ilk sebebı eş dost ilişkisi
YanıtlaSilikinci sebebi ortada cok insan olması ve deniz hanım gibi dusunuyorum yakında bu furya bitecek
üçüncü sebebi ise param yok :) iş görüşmelerinde ise genelde giyinip süslenen bolca marka konusan kızların alınması unutmayın ki bnm işim giydirmek giyinmek değil(firma patronlarına):)
KİME BU SİTEMİNN??
YanıtlaSilEtiket konusunda hemfikir çünkü dünya'daki hemen hemen her tasarımcı vs. lerin markaları kendi isimlerinden ibaret, ancak diğerlerine tamamen katılıyorum...Tasarımcı'ya olan desteğin ise tam olarak geleceğini pek zannetmiyor ve üzülüyorum..
YanıtlaSilBurcu evet tabi ki daha hızlı randevu alabiliyorum ben 15 günde alabiliyorsam bir başkası 3-4 ayda alıyorsa bu mesele mi yani şimdi? Ayrıca yukarıdaki yazıda ben tasarım yapmıyorum da demiyorum! Bilakis kendime ait yeni fikirli projelerin dışında şu anda CSM'de moda tasarım okuyan Beg'lede ortak pekçok proje yürütüyoruz.
YanıtlaSilİdealimiz ise ilk sezonu küçük bir şekilde bir satış noktası ile geçip 2. sezonda Londra ve Paris'te birer showroom ile anlaşmak. Yurt içini değil yurt dışını hedefledik biz. Orada da şimdilik hiç kimseyiz ancak bundan ne gocunur nede hayıflanırız. Neden mi? Çünkü yeni fikir çok kıymetli ve kimseyi tanımayı gerektirmiyor. Yukarıdaki konunun ana fikri ise belki anlaşılamadı ancak Türkiye'de onca kaynak varken, üstelikte düşünüldüğü gibi yaratıcılık sadece toplumun bir kesime de ait değilken neden yeni fikir çıkmıyor meselesiydi! Daha önce içinde kıvılcım olduğunu düşündüğüm Kübra'nın koleksiyonunu bizzat giyip tanıtıp blogumda yayınlamıştım. Daha önce hiç tanımıyordum. Şu an 2. koleksiyonunu hazırlıyor zamanı geldiğinde onun içinde randevu alacağım. Yeterki yeni fikirler çıksın randevu işin kolay kısmı.
Gerçekten varsa yeni fikirli harika koleksiyonun bana fotoğraflarını gönder inanırsam hem kendim tanıtırım hem de randevu alırım. Randevuyu çabuk alabilmek dışında ben de gayet sade vatandaş olarak yapıyorum bu işleri. Sanıyor musun koca bir makina parkuru, ofisler asistanlar herşey elimin altında? Yok böyle birşey! Home ofis, tasarımı, kumaşı, atölyesi, kalıbı, pazarlaması, barkodu, satışı herşeyini kendimiz yapıyoruz. Ama ne var biliyor musun? Hayallerimiz çok büyük:) Yeni fikirlerimiz bol:) Pozitif bir yaklaşımla denemekten, çalışmaktan korkmuyoruz:) Ayrıca 40 yıllık tekstilci bir annenin kızı olarak ustalarla çalışmaktan her türlü ortama girip çıkarken farklı insanları tanımaktan çok da keyif alıyoruz:)
Cemre'cim beğendiğine çok sevindim:) Tamam zebralı ve karpuzlu 2D elbiseden bahsediyorsun, benimde favorilerimden:) Tabii ki seve seve bu hafta sonu yayınlarım söz:)
YanıtlaSilDuygu'cum bir bakıma sana katılıyorum ama yaklaşımını da çok doğru bulduğumu söyleyemeyeceğim. Öyle koca koca bütçelerle şaşalı işler eskidendi. Şimdi devir yeni fikir devri. Tabiiki devamında sponsor bulunmalı ancak yeni fikirlerini uygulamak için kimseyi tanımaya gerek yok. Randevu alamamak, kimseyi tanımamak bunların hepsi bahane, sürekli bir sebep bulmaya çalışıyoruz. İnternet gibi bütün dünya olabilen bir teknoloji ile herkese bu yolla ulaşabilme imkanı varken eğer gerçekten müthiş yeteneksen yaptıklarını fark ettirme imkanın olur.
YanıtlaSilAdsız vazgeçmek yok öyle:) Bırak marka düşkünü kokoşları biz işimize bakalım:) 3-5 parça ile de fikirlerini anlatabilirsin bence:)
YanıtlaSilCem Yayla kimseye değil:) Sadece sektörün sorunlarının ancak konuşarak çözülebileceğini düşünüyorum:)
Suar olacak olacak eninde sonunda olacak bu iş:) Gereken sadece yeni fikirler o kadar:)
1)deniz hnm işin aslı en buyuk eksiklik turkiyedeki moda eğitimi veren üniversitelerin içerik hataları...üniversitelere ögrenci alırken yaratıcı olanları değil iyi resim çizebilenleri alıyoruz ardında teknik eğitimi yetersiz veriyoruz boylece cok iyi çizim yapabilen illustrator lerimiz mezun oluyor...
YanıtlaSil2)şanslı isek firmalrda iş buluyoruz fakat yaptığımız iş ne tasarım nede maddi yonden tatmin etmiyor ne kazanıyoruz ki kendi şahsi tasarımlarımıza yatırım yapabilelim...
3)herşey yetmezmiş gibi moda tasarımcılar derneği gibi dernege yuksek ucretler istenıyor.
4)sponsor filan bulmak mumkun değil ztn
5)bunlar yetmezmiş gibi ne sanatkar ne zanaatkar sınıfına girebiliyoruz:)kendi iç dunyamızda modanın tüketen manasız dünyasını,tasarımın derin ve üretkenlik anlmını dusunerek avunup kendimizi buna adayıp ac kalıyoruz:)
ornek veriiim
özgür masur:aşkı memnu bihter ile adını duyurdu
elif ciğizoğlu:mimar zengin bir ailenin kızı
zeynep tosun:filiz akın ın yeğeni
yanlış anlaşılmasın sakın hepsini cok beğenirim
fakat tekrar ediyorum kendi paranız yoksa sevgili dostlarınız yoksa birde kıyafetlerinizi giymeleri için birilerinin peşinden koşmuyorsanız hatta kıyafetleriniz baska isim yapmış tasarımcılar tarafından dergi cekimlerinde cıkartılırıyorsa malesef ki coco chanel in reankarnasyonu olun pek bi anlamı yok...
asıl anlatmak istediğim buydu umarım bu kez daha iyi anlatabilmişimdir...
Duygu'cum tamam ben de bu saydıklarının hemen hepsine katılıyorum. Asıl problem ilk sırada yazdığın madde kesinlikle, yoksa gerçekten de istersen elinde o yetenekle napar yapar fakedilirsin ancak ilk maddeden sonra pekçok şey anlamını yitiriyor aslında. Sonrasında herkes için mutsuzluk başarısızlık kaçınılmaz oluyor. İlk seçenekteki elemeler doğru biçiminde yapılıyor olsa gerisi ne kadar da kolay gelebilecek halbuki!
YanıtlaSilAyrıca hedefin önemli sen dizi oyuncularına birşeyler dikmeyi mi yoksa dünya platformunda söz sahibi olabilmeyi mi planlıyorsun. İkisi çok başka şeyler ve yollarıda çok farklı!..
Bu yazımdan sonra yeni fikirlere yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir oluşum yapmayı planlamaya başladım. Elimdeki işleri hafifletir hafifletmez hayata geçirmeye çalışacağım:)
Söylediklerinize katılmadığımı söylemediğimi belirtmiştim zaten benim demeye çalıştığım şey hem neden insanlar isimleriyle biryerlere geliyorlar demeniz, hem de isminizi kullanarak işinizi rahatlıkla biryerlere getirebilmenizdi. Ki siz de söylediniz zaten öyle olduğunu.
YanıtlaSilÇok mersi ancak ne sizden ne de bir başka isimden bir destek-yardım talebim yok bu sebeple de atmadım zaten o mesajı. Çünkü ben uyguladığınızın aksine kimsenin 'elimden tutması' isteğiyle değil, anlattığınızdan(veya yaşadığınızdan) çok daha büyük bir aşkla çıktım bu yola- ve başarılı olduğum sürece iyi birşeyler olacağına inancım sonsuz. Teşekkürler.
Burcu Kuru
Burcu niyet önemli neticede konuyu nereden almak istiyorsan öyle alıyorsun! Randevuyu biraz erken biraz geç alabilmek başarıda ve neticede hiç birşeyi değiştirmez. Yazının içinden magazinciler gibi cımbızla bir cümleyi çekip sadece de onu algılarsan geçmiş olsun. Başarılar...
YanıtlaSilDENİZ HANIM BENCE BUNLAR İNSANIN TAMAMEN İÇİN OLMASI GEREKEN MODA İNSANIN RUH HALİNİ YANSITIR ÜNİ DE BUNA DESTEK VERİR KONUYU ŞÖYLE BAĞLAMAK İSTİYORUM BU KADAR TÜRKİYEDE KAYNAK VE ULAŞABİLCEĞİMİZ SINIRSIZ İMKAN VARKEN HERŞEY TEKKELEŞİYOR YENİ ZİHİNLERİN VE FİKİR SAHİBİ YETENEKLERİ BİZ KÖRELTİYORUZ YURTDIŞINDA DEVLET VE KAMUDAN FAZLASIYLA MADDİ MANEVİ DESTEK GÖRÜYORLAR VE TÜRKİYE HARMANLANMIŞ GEREK AVRUPA SENTEZİ GEREK UZAKDOĞU GEREK KUZEY AFRİKA YA BAĞLANAN MEDENİYETLERİN YETİŞTİRDİĞİ HÜNERLİ GENÇ ARKLARLA DOLU ÇOK İYİ BİR FIRSAT FAKAT BEYİNLERE AĞ ÖRÜLMÜŞ BUNLARI KALDIRMAK EPEYCE ZAMAN ALICAK KENDİ FİKRİM BU DA GEÇ KALINMIŞ BİR SEBEB UNSUR TEŞKİL EDİCEK ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA...
YanıtlaSilDeniz Hanım,
YanıtlaSilTürkiye'de yaratıcılık konu moda olunca kesinlikle destek görmüyor. Yani yaratıcı birşeyler yapmak için sermayenizin ve doğru çevrenizin olması önemli. Çevre edinilebilir ama sermaye parmaklarımızı şıklatınca ortaya çıkan birşey değil.
Bu noktada Burcu Hanım'a katılıyorum. Siz, rahatça gidip moda evlerinden giyinebilirsiniz. Bizim gibi insanlar 3 tasarımcı ayakkabı parasını önce kazanmalı ve kendine moda konusunda yatırım yapmak zorunda (kumaş olur, yaratıcılığı destekleyen birşey olur, bazen sadece iplik olur.). İstemekle olmuyor bazı şeyler.
Sosyal statünüzün ve gelirinizin belli bir seviyenin üstünde olması kadar normal birşey yok, kapitalist sistemde. Ancak bunları doğrudan kullanıp sonra şöyle böyle diye başka kişilere ahkâm kesmekle olmuyor bu işler. Bazı insanlar eğitimini alsa, koleksiyon hazırlasa da distrübütörler onların mallarını almak istemiyorlar. Çünkü sizin gibi duyulmuş isimleri, kankalıkları yok o insanlarla. Peki, sizin suçunuz mu bu? Değil bence. İsmini duyuramamaktan sızlanmak için her yolu denemek lazım illa ki. Ama LÜTFEN, sermaye ve eğitim sıkıntıları yüzünden bu işi yapamayan insanlara yapmacık teselliler verip beni yanlış anlıyorsunuz triplerine girmeyin.
SOSYETİK İSMİNİZ VE ENGİN SERMAYENİZ SİZE BAZI KAPILARI ERKENDEN AÇIYOR, YARATICILIĞINIZ DEĞİL. Elinde hiçbir şey olmayıp, eğitim alamamış, yaratıcılığına güvenip bunun için çabalayan insanlarla lütfen kendinizi bir tutmayın. Kendinizi kandırmayın, insanların gözünü boyamaya hiç çalışmayın.
Adsız işte bahsettiğim önyargı budur!!!
YanıtlaSilPeki soruyorum size nereden çıkarıyorsunuz en baştan beri - bilmem biliyor musunuz 11 yıl yayıncılık yaptım- ana baba parasıyla isimle iş yaptığımı? İsmimle o dergileri 11 yıl çıkardığımı?
Yok işte o kadar basit değil, kendi kendinizi kandırırsınız ancak!
Fazla magazin okumaktan kafanız karışmış sizin. 11 yıl aylık rutin petiyotlarda yayıncılık yapmak nedir bilir misiniz? Her sayı maliyetleri reklamların karşılaması gerekir bu da öyle eş dost yakın tanıdıkla filan olmaz, olamaz! Üstelik böyle zamanlarda o dost dediklerinize fazla güvenmeyin ortadan kayboluverir. Keza ben 40 yıllık gazeteci bir babanın kızı olarak bilirim eş dostla iş yapılamayacağını...
Siz beni baba, koca parasıyla sözde couture moda evi açıp eşe dosta elbise dikenlerle karıştırdınız sanırım. Bazı ayrımları yapmanın zamanı gelmedi mi? Hayatı boyunca çalışmış, hem de adres belli olsun diye değil, Türkiye gibi arkasında bir grup olmadan yayıncılık yapmanın çok zor olduğu bir ülkede kendi parasını kendi kazanmış biri olarak bu sözler oldu mu şimdi?
Neticede bu benim ilk işim değil ve ima etmeye çalıştığınız gibi sosyetik bilmem kim sıfatı şu anki yaptıklarımıza destek değil köstektir.
Kıskançlıklara hiç gerek yok, yaratıcılık kimsenin tek elinde değil.
Lütfen kafamızı kuma gömüp kendi yetersizliklerimizi başkalarından çıkarmaya çalışmıyalım!