İtalyan modası dendiğinde akla iki tip moda anlayışı geliyor.
İlki eskiden beri kalitesi ile kabul edilen klasik çizgi. Diğeri ise İtalyan modasının gelişemeyen moda anlayışlarının getirdiği sektörde geri kalmanın verdiği sıkıntıların rolü de olabilen Ortadoğu ve Rus Pazarına yönelik koleksiyonlar, markanın kısa vadede devamlılığını garantiliyor. Hoş Versace çizgisi itibariyle ilk çıktığı günden beri bu pazara yönelme eğiliminde. Genel olarak İtalya'yı sarmalayan koskocaman markaların da pazarı bu. Bu ürüne yönelik gayet bilinçli ve pazarlama hedefli bir yaklaşım. Tabi neticede hedef basitçe para kazanmak.
Bir ülkede geçerli bir moda sektörü olabilmesi için; trend yaratabilecek fikirlerle diğer toplumları peşinden sürükleyebilecek, talep yaratabilecek özellikte olması gerekir. İtalya’da moda sektörü uzun bir süredir mafyalaşma eğiliminde. Sektörde köşeleri kapmış büyükler yenilerin çıkmasına pek de olanak sağlamıyor. Durum böyle olunca doğal olarak sektörde bir kısır döngü oluşuyor ve dünya sıralamasında bir zamanlar ilklerdeyken arka sıralara düşmek ne yazık ki kaçınılmaz.
Kendini yenileyemeyen sektör uzun vadede yok olmaya mahkum. Her sezon NY, Londra ve Paris moda takviminde yeni yetenekleri görebilirken, Milano moda sektöründe yeniler çıkmayıp en fazla 8 marka köşeleri tutmuş durumda.
İtalyan ekonomisinin sıkıntıda olması moda sktöründe de kendini yoğun bir şekilde hissettiriyor. Devlet doğal olarak toplayamadığı vergilerin peşinde ve MFW’e yapılan harcamalarda kesintiye gitmiş.
Milano Moda Haftası takipçileri ve İtalyanların doğal tavırları nedeniyle müsamere havasında geçerken dünyadaki diğer moda haftaları ile karşılaştırıldığında -NY, Londra, Paris- yerel bir organizasyon havası hakim. İlk gittiğimiz gün büyük bir tekstil grubunun satın alımını yapan, Missoni'lerden birinin kız arkadaşı -dedikodu oldu:)-Francesca ile izledik Versace defilesini. Ben nasıl bulduğunu sorduğumda o da aynı şekilde Rus ve Arap pazarına yönelik garip bir koleksiyon olduğu görüşündeydi. Tabi o da büyük bir pazar ama uzun vadede onlarında bu alanda gelişebileceği ve belli doygunluğa ulaşabileceği düşünüldüğünde kısa zamanlı çözümü olan bir pazar.
Defileler 2 seansta yapılıyordu. Biz ikinci seansta izledik. Tabi salon ağzına kadar satın alımcılar, dergiler, gazeteler, TV'ler ve çok küçük bir grup tanınmış simadan oluşuyordu. Burada amaç koleksiyonun modunu görebilmek ve ardından showroom'da satın alım işlemleri...
Anna Dello Russo bol röportaj ve fotoğraf çektirdi. İtalyanlar kadar fotoğraf çektirmeyi seven millet görmedim:P Biz Türkler fotoğraf konularında onların yanında bir tık daha sakin kalırız:)
Koca fotoğraf makinamı taşımayıp küçük makinayla idare ederim dedim ancak flash kullanmayınca bütün detayları yutuyor küçük makina. Neticede sizler için bir fikir verebilecek kadar görüntü alabildim:)
Koleksiyonda genel olarak tasarımdan çok bolca işleme detayları ön planda...
Son birkaç sezondur sektörde ön plana çıkan ağır işçilik, işleme ve embroderi detayları, tasarımı geri plana atarak durumu kurtarıyor ancak konu tasarıma geldiğinde herşey apaçık ortada...
Ürünlerde her yönüyle kaliteli işçilik göze çarpıyor. Ülkemizde ne yazık ki zanaat yok olmaya yüz tutmuşken en çok işçilik ve malzeme kalitelerine özeniyoruz.
Modellerde incecik ve upuzun silüetler o ortamda çok daha çarpıcı...
Fotoğraflar Deniz Berdan
Peki kapıda yapılan 'Anoreksiya'karşıtı gösterileri karşısında Donatella Versace'nin tutumu nasıldı?
YanıtlaSilVersus'un Kane'ini unuttunuz..
YanıtlaSil