IFW'de birinci günün akşamı Atıl Kutoğlu defilesi için Haluk'u almak üzere eve gidip dönerim derken Atıl Kutoğlu defilesine ucu ucuna yetiştik. Bu arada akşam Haluk'suz çıkmayı sevmediğim için, defilelere 'çıkışta bir yerde yemek yeriz' diye kandırarak getiriyorum:) Başlaması gerek saatten 10 dakika geç girmeme rağmen içeride yarım saat bekledik bile. Biliyorum geç kalmış biri olarak şikayet hakkım yok bu konuda hatta gecikmesi işime yaradı ama şaşırdım doğrusu bu gazino havası işe... Gerçi bu durumdan kimse rahatsız gibi de değildi. Salona girdiğimde heryer dolmuş taşmıştı bile. Hiç duraksamadan podyumun başlangıç noktasına kadar ilerleyip şansımı denemek istedim. Derken sevgili Burcu Aslan imdadıma yetişti ve köşeye sıkışıverdim:) Tabi Haluk ayakta kalınca basamağa oturmasını teklif ettim. Önce oturacak gibi oldu ama merdiven basamağında yanımda oturunca olabilecek haberler aklımıza gelip beni dışarda beklemeye karar verdi. E çok haklı, öyle değil mi? Bir düşünsenize zaten her boy farklarında konu yapıyorlar. Birde karısının dizinin dibinden ayrılmıyor vs benzeri saçma haberlerin çıkma olasılığı. Şu boy konusuna neden takılınıyor anlamıyorum, ne tip bir ayrımcılık bu? Erkek kadından iki kafa uzun olunca tamam da, neden kadın erkekten uzun olunca haber oluyor! Bunun haber değeri ne olabilir? Gerçi Haluk kendisiyle çok barışıktır. Hatta bu konuda dalgasını geçer, güleriz:) Ayrıca o uzun kadınları, ben de çok uzun olmayan erkekleri çekici buluyoruz ki birbirimizi bulmuşuz:)
Bu kadar gevezelik yeter, gelelim defileye;
Atıl Kutoğlu dendiğinde aklımıza ilk desenler ve dokular geliyor.
Atıl'ın güçlü tarafı da modelden çok desenleri kullanmaktaki ustalığı...
Hep söylediğimiz şey olan kendi kültüründen yararlanma işini; geçmişteki Atıl Kutuğlu koleksiyonlarına baktığımızda son derece doğru bir yaklaşımla kültürümüzdeki desenleri kullandığını görüyoruz.
Yanımda getirdiğim koskocaman ve ağır fotoğraf makinamla her bir parçayı çekerken sonlara doğru ağrımaya başlayan kol kaslarımla defilenin uzunluğunu en çok hissedenlerdendim sanırım. Tam şimdi bitiyor dedikten sonra abartmıyorum en az bir 20 model daha gördük podyumda. Hedefi; farklı bakış açıları veya yeni fikirler filan sunmaktan çok dünyanın çeşitli yerlerinden gelen müşteri, eş dost ahbabına daha uzun sürebilecek bir şov sunmaktı sanırım.
Koca bir butiği dolduracak kadar parçalara şöyle bir baktığınızda tasarımcının aynı aileden 3 kuşağıda giydirmek isteğini görebiliyorsunuz. Her yaş grubu için pek çok alternatif mevcut.
Bu defileyi dünyada veya Türkiye'de normal şartlarda gittiğimiz defileler gibi anlatmak istemiyorum.
Atıl Kutoğlu hedefini iyi belirlemiş bir tasarımcı. Onun yurt içinden, yurt dışından kemikleşmiş bir müşteri kitlesi var ve onları düşünerek yapıyor çalışmalarını. Derdi x mağazada satılsın, yeni satış noktaları belirlesin filan değil. Podyuma çıkmadan önce hangi parçayı kimin alacağı bile belli olmuş olabilir.
Erkek koleksiyonunu daha başarılı bulduk...
Atıl Kutoğlu'nun bu desenlerini ve renk kombinasyonlarını sevdik...
Normal şartlarda yukarıdaki koleksiyonun sonunda bu pul payet işine keşke girmeseymiş derdim ancak Atıl Kutoğlu'nun satın almacılara değil de nihayi tüketicisine hitaben yaptığı şov olarak değerlendirip hedef ve amacını göz önüne aldığımızda doğru bir yaklaşım olabilir.
Daha fazla Atıl Kutoğlu için tık tık...
Fotoğraflar Deniz Berdan
harika renkler ve tasarımlar bayıldım
YanıtlaSilhttp://kucukplastikcicekler.blogspot.com/
ben defileyi izlerken cok az net kare yakalayabilmiştim deniz.işte hepsi burada!bizler için her gecen gün müthiş bir arşiv olmaya devam ediyor DB JUNK!
YanıtlaSil...pucci yaka kesimi beni benden aldı :/
YanıtlaSilAtşl Kutoglu o kadar naif o kadar beyefendi ki ! Sanirim ne yapsa begenir ne yapsa giyebilirim :)
YanıtlaSilarkası pencereli elbise muhteşem!
YanıtlaSilturuncu gri printleri ben de sevdim..
Wear A Smile!
Tasarımlar gerçekten çok güzel
YanıtlaSilRenkler harika gerçekten , tasarımlar zaten muhteşem...
YanıtlaSilhttp://modasihiri.blogspot.com/