DB JUNK'ta kullanılan fotoğraflar ve içerik izinsiz yayınlanamaz...

30.09.2010

Mirian ve ben...........

Sevgili Yiğit Turhan'ın yarattığı karakter olan Mirian Morello bu yaz yaklaşık 2 hafta bizimle kaldı:) Ondan şahsiyet olarak bahsetmem tamamen Yiğit'in yarattığı etkidendir:) Bizim 2D elbiseler gibi o da Frankie Morello sanat kampanyasının bir parçası...
deniz berdan
Mirian bembeyaz tenli ama sopa bacakları ve kollarıyla hafiften bana benzemiyor mu? :))
deniz berdan

29.09.2010

Frankie Morello için yaptığımız modifiye 2D'lerden...

Frankie Morello'un kış look'unu modifiye ederek yaptığımız 2D elbiselerimizden biri...
Ekim ayında kartondan elbise defilesi için aynı look'u farklı bir yorumla modifiye ettik ama onun görüntülerini şimdilik yayınlayamıyoruz:) 
Begüm Berdan
Beg'in elinde ki fıstık Mirian Morello:) Andrew Yang'ın Frankie Morello için yaptigi bebeklerden biri. Her biri binlerce euroya alici bulan, tamamen haute couture teknigiyle yaratilmis, cok onemli basin kuruluslarini etkilemis bebeklerden sadece bir tanesi. 
Begüm Berdan
Fikir ise Milano'da yaşayan dahi Türk Yiğit Turhan'a ait. Yiğit Mirian'ı Frankie Morello'nun marketingini yapmak için yaratmış ve dünyanın çeşitli yerlerinde hatta bu yaz Bodrum'da görüntüleyerek tüm dünyaya tanıttı...

Begüm Berdan
Fotoğraflar Cengiz Dikbaş

28.09.2010

Çizgi karakter olsaydım:)

Çizim yapmayı çok seven Gizem Kazancıgil Panoya Takılanlar isimli bloğunda bizleri çizmiş:)
deniz berdan
                                       Çoğunu tanıdığım blogger arkadaşlarımla  ve benimle ilgili çok doğru saptamalarda bulunmuş. Beni ilk günden beri tanıyan izleyenlerim bilir sütlü çay hastasıyımdır:) Ayrıca gerçekten de bacaklarım sopa gibi, var bir orantısızlık:) 2D'ler gerçekten de bizi anlatıyor:)
Gizem'cim çok teşekkür ederim ve eline sağlık:)
Deniz berdan

27.09.2010

50'lerden punk etkili tatlı bir koleksiyon...

Biliyorum bu ara ağırdan gidiyorum ancak size kendimi affettireceğimi umduğum süprizler hazırlıyorum:) Çok yakında hepsini bol görsellerle sizlerle paylaşacağım:)  Bu arada defileleri takip ediyorum ama yazmaya pek vakit ayıramıyorum doğrusu:( Yakında hepsinin acısını hem online bağlantılarla hem de sohbet ortamları ile çıkarırız:) 
Bu arada beni bu sezon çok şaşırtan bir isim Zac Posen. Yeni line'ı Z spoke by Zac Posen'e bayıldım:) 

İzleyenlerimiz bilir elbiselerin içine t-shirt giymeyi çok severiz:) Hatta bununla çizgili bir kısa çorapta olabilirmiş:)
                                                  Hafiften bir Betsy Johnson havası...

Uzun tırnak hiç kullanamam ancak leopar print versiyonu bende olsa her şekilde alışırdım :)
Geçen sezon sarı ve mavi mat farları Beyoğlu Mac'ten edinmiştim ancak bir türlü cesaret edip kullanamadım henüz:) 

25.09.2010

Fırtınalar koparıp şok etkisi yaratmasını beklerken...

At kılından yapılmış saçaklar ve örümcek ağı triko elbiseler dendiğinde genç jenerasyonda ilk akla gelen moda tasarımcısı Mark Fast olur herhalde. Dört sezon önce koleksiyonunu ilk defa gördüğümde inanılmaz heyecanlandığım Fast'in hala aynı şeyleri yaptığını görmek hayal kırıklığı yarattı. Hani sevdiğiniz tasarımcılar vardır yeni sezonda yaptıklarını görmek için heyecanlandığınız. Mark Fast'te onlardan biriydi benim için. Mezuniyet koleksiyonunu görüp adeta zırh gibi ördüğü çizgisine fikirlerine  vurulmuştum hemen.
 Koleksiyonu farklılaştırmak için yaptığı birkaç ilave Swarovski, biraz deri yeterli olmamış ne yazık ki!..

Genç bir tasarımcıdan her sezon fırtınalar koparıp şok etkisi yaratmasını beklerken 4 sezondur aynı şeyleri yapması hayal kırıklığı...


 Kırk yıllık tasarımcısınızdır, markaya bağlı kemik bir müşteriniz vardır, işin heyecanı kaçmıştır ve ticaret ön plandadır. Tamam bunu anlarım.  Yine en çok satan ürünlerinizi defileden izlerle mağazada klasik bir lineda bulundurursunuz. Ancak defilede bünyenize aldığınız genç tasarımcılarla markanın vizyonunu, heyecanını gösterirsiniz... Mark Fast daha yolun en başında...

Moda konularını seven ve yakından izleyenler tahmin edebilir. Her sezon beklentiyi karşılayabilmenin, yeni fikirler sunabilmenin tasarımcılar üzerinde oluşturabileceği korkunç baskıyı. Bunu karşılayabilen ve konumunu koruyabilen aslında bir elin parmağını geçemeyecek kadar da az ne yazık ki...
 Bir tasarımcının gerçekten başarılı ve vizyon sahibi olabildiğini anlamak için 3-5 sezonunu görmek yetmeyebiliyor aslında.









24.09.2010

Kadını odaya değil, odayı kadına koymak...

2008'de Central Saint Martins'den mezun olan Mary Katrantzou'nun mezuniyet koleksiyonunu o dönem Vakko Designers'da satın alımları yapan sevgili Lian Hanım ilk defa getirmek istemişti. Katrantzou'nun koleksiyonunu sevmiştim ancak abartılı altın renginde kolye, mücevher, parfüm şişesi desenleriyle benim için fazla barok kalmıştı. Ancak yaz 2011 sezonunda daha çok pop-neo-barok çizgisi beni benden aldı:)
Katrantzou'nun 70'lerin ünlü stilize fotoğrafçıları Alman Helmut Newton ve Fransız Guy Bourdin'den esinlenerek hazırladığı dijital baskılı koleksiyonunun en çok sürreal olmasını sevdim:)
Alexander Mcqueen'in ölümünden hemen önce hazırladığı Alien koleksiyonunda olduğu gibi Mary Katrantzou'da dijital devrimin temsilcilerinden.
Aslında her iki tasarımcının da çıkış noktası bana göre hem desen kullanımıyla hem de çizgisiyle moda dünyasının kahini Hint asıllı tasarımcı Manish Arora...
Manish Arora'nın çoğu zaman kendi etnik kültürünün en önemli detaylarından Bollywood ve Hint desenlerinden esinlenerek hazırladığı koleksiyonları eski veya yeni pekçok tasarımcının hala ilham kaynağı olmaya devam ediyor...
İlk defa bu sezon 3D çalışan Katrantzou koleksiyonlarında hep aşina olduğumuz objeleri ve görüntüleri tasarımlarına taşıyor...
 Çarpıcı mimari yaklaşımlarla, çok renkli, simetrik ve keskin çizgilerle hazırlanmış futuristik bir koleksiyon...
 Katrantzou bu koleksiyonu ile kadını odaya değil, odayı kadına koymak istediğini söylüyor...





22.09.2010

Adeta paralel bir dünyadan...

Central Saint Martins Mezunları moda dünyasının yıldızları gerçekten. Geçen yıl CSM MA'dan mezun olan Michael Van Der Ham'ın mezuniyet koleksiyonunu yayınlamıştım burada
Geçen yıl FashionEast'in bir parçasıyken SS 2011 koleksiyonu ile İngiliz Moda Konseyinin organize ettiği TopShop sponsorluğunda BFC NewGen tarafından destekleniyor...
İlk koleksiyonunda biraz 50'ler biraz da 80'ler etkileri varken 2. koleksiyonu klasiklere söylenen klişe laflar gibi değil gerçek anlamda zamansız modeller. Hani bazı filmler vardır nerede ve hangi zamanda geçtiğini bilmezsiniz adeta paralel bir dünyada geçiyor gibidir...

Şaşırtıcı doku ve renklerin puzzle izlenimi veren birlikteliğini ve sofistike havasını sevdim...

19.09.2010

FNO izlenimlerim...

Nefis bir hava, her butikte kokteyller, ikramlar, gülen yüzler, müzik, mini hediyelerle arkadaşlarımla geldiğim FNO’ın keyfini çıkardık:)  
Nişantaşı, İstinyepark ve Bağdat Caddesi ile İstanbul’un üç bir yanındaki FNO etkinleri beklediğimden çok daha kalabalıktı. Aslında halkın moda alışveriş aktivitesiyle buluşması olan FNO’a şaşırtıcı ve sevindirici ölçüde ilgi yoğundu...

Benim ilk durağım efsane ayakkabı tasarımcısı Guiseppe Zanotti ev sahipliğinde Zanotti butik oldu. Hala yapım aşamasında delik deşik sokaklara rağmen Zanotti mağazası için kurulmuş kırmızı halı ve platformdan geçerek mağazaya girdik. Biliyorum çok geleneksel ama çok kasıntı geliyor bana sevemiyorum şu kırmızı halı olayını. Guiseppe Zanotti gerçekten de İtalyanların sempatik sıcakkanlılığına sahip. Sohbet esnasında Guiseppe’nin hemen arkasında daha önce sezonun en güzel ayakkabıları listesinde DB Junk’a yazdığım platformlu leopar print ayakkabı beni hemen çarptı. O an sanki kan şekerim düştü:) İyi hissetmenin tek yolunun ona sahip olmaktan geçtiğini hissederek kendimi ‘Bu bootiesleri alsam benim için imzalar mısınız?’ derken buldum:) 


Ayakkabı alındı tabanı ve kutusu ayakkabı grafiği ile birlikte Guissepe tarafından imzalandı. İçimiz rahat oradan ayrılıp Louis Vuitton’a girdik. Her zamanki dekoru ile karşılaşıp geceye özel bir ambians göremeyip birkaç dakika içinde LV’dan ayrıldık. Aslında Japonya’nın Andy Warhol’u Takashi Murakami ile çalışmalarında olduğu gibi birkaç gün için heykellerinden birini sergileyebilmelerini veya yurt dışında olduğu gibi en azından vitrinde farklı bir enstelasyon yapabilmelerini beklerdim doğrusu. 

Ayşe Kucuroğlu ev sahipliğinde Cities alışveriş merkezindeki  Banana Republic’e uğradık. Ayşenin nefis ikramları ve ev sahipliği ortama sıcaklık katsa da Banana Republic’in o gün için bile değişmeyen kurumsal müzikleri ambiansı etkilemişti doğrusu.


Geçen yıl ölen Efsane tasarımcı Alexander Mcqueen'ın baston şemsiyesi düşünülecekler listeme aldıklarımdan... Sevgili Batya Kebudi Blender'da aksesuar koleksiyonunu tanıtıyordu...

Blender'da dikkatimi çeken iki detay Linda Farrow gözlük ve Minox fotoğraf makinası...



Aslında FNO’a en büyük destek günlerdir yaptıkları duyurularıyla bloggerlardan geldi. Bilstore’da Fashion by Siu ve Styleboom takipçileri ile buluşurken Gap’te Koray Caner, Alışveriş Cini, Serapla Moda, Zet Fashion, Ayşegül in NY, Kanka nerdeyim ben, Modenise, Moda Sanattır, Moda tutkusu takipçileri ile buluşup bloglarında yaptıkları çekilişlerle kazananların hediyelerini verdiler.
Girişinde dj olması, Erdem, Erin Fetherson, Hussein Chalayan, Zac Posen gibi tasarımcıların V2K Designers’ın 10. yılı için tasarladıkları eşarpların ilk defa FNO’da satışa çıkması ve party ambiansı ile V2K designers Nişantaşı FNO aktivitelerinin en iyilerinden biriydi...





V2K designer’da Nicholas Kirkwood’un Rodarte için tasarladığı bende tatoo izlenimi veren kafesli booties’i ve yukarıda hayranı olduğum Beth ditto t-shirt düşünülecekler listeme yazıldı:)


Emel Kurhan’ın Djlik yaptığı, tasarımcısı olduğu Yazbukey ürünleriyle süslenmiş ve bana göre FNO’ın ruhuna uygun, beklentileri fazlasıyla karşılayan Midnightexpress’in ambiansı görülmeye değerdi.


Bende de iki rengi bulunan hediye paketi şeklinde Yazbukey çantaları tavandan bir salkım şeklinde asmaları, vitrinin o gün için özel olarak düzenlenmesi ortama son derece sıcak ve samimi bir hava katmıştı.

Neticede yeni fikir önemli, fark yaratabilmek için kocaman bütçeler gerekmiyor.
Seviyorum Emel'i :) Sağdaki Cupcake iğnede gözüm kaldı ve listeye alındı:)



Nişantaşını turladığımız ekip:)

Cupcakelere bayıldığımı bilen Metin Gürsoy’un bir gün önce fotoğrafını gönderdiği nefis Hermes’li Cupcakeleri görmek üzere Midnightexpress’den çıkıyorduk ki oradaki aktivitenin bittiğini öğrendik.
Aktivite saatleri birbirine yakın olduğu için sadece bir bölümünü izleyebildik.
 Genel olarak Mağazalarda ev sahibi konumunda daha çok tasarımcı beklentim oldu. Çoğunlukla mağazaların FNO aktivitesini çok ciddiye almadıklarını düşünsemde halkın ilgisi gelecek yıl enstelasyonlu mağaza vitrinleri ve dünyaca ünlü tasarımcıların ev sahipliğinde aktivitelerle perakendeciyi bu konuda daha çok harekete geçirebilecektir.
  FNO’da gelmiş geçmiş dünyadaki 5 moda kahramanımız Hüseyin Çağlayan, Erdem, Bora Aksu, efsane Rıfat Özbek ve Hakan Yıldırım’ı görmeyi isterdim doğrusu... 

Dünyada tasarımcılar birer yıldız. Örneğin İngiltere’de bir Vivenne Westwood’un katılımı geceye farklı bir ambians katabiliyor. Tabii bizde de özellikle genç tasarımcılar kısıtlı bir ilgi ile çoğunlukla Bilstore ve Blender’da sevenleri ile buluştular ancak halkın büyük bölümü onları tanımadıkları için doğal olarak işin heyecanını çok fazla yaşayamadılar...



Yoğun trafik söylentilerine rağmen İstinye Park'ı da görebilmek için Eda ile sahilden giderek trafiği atlattık. İstinyepark’ı görünce FNO’ın büyük bölümünü Nişantaşında geçirdiğimiz için sevindik doğrusu. İstinyepark’da lüks mağazaların olduğu açık alanına girdiğimizde tuhaf bir ortamla karşılaştık. Gazino havasında, ortada sahne, Tarkan’dan şıkıdım çalıyor, masada oturanlar ekranı seyrediyor. Bence o kocaman sahne çok anlamsız kalmış, hiç olmamış ve kaçınılmaz olarak gazino havası yaratmış. Onun yerine tasarımcıların ve sanatçıların fikir verebilen enstelasyonları ve sokak sanatçıları olabilirdi.
Tabii şimdi bu gecede ne kadarlık bir satış yapıldığı merak konusu ancak FNO’da çok fazla alışveriş ruhu görmesemde bunu bir gece için değerlendirmenin yeterli olmadığını düşünüyorum. Eminim FNO’a gelip, görüp beğendiği bir parçayı o gün almasada birkaç gün içinde alabilecekler vardır. Beğenip üzerinde düşünüp tıpkı benim Blender’da gördügüm tamamı cam Linda Farrow çerçevesiz gözlükleri not ettiğim gibi:)
FNO etkinliğini Sabah Gazetesi Pazar ilavesi için de takip etmiştim göz atmak isterseniz buradan